Bu yazıda Justin McCarthy'in toplumumuz üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Justin McCarthy ortaya çıkışından bu yana uzmanlar ve kamuoyu arasında büyük ilgi ve tartışma yarattı. Tarih boyunca Justin McCarthy hayatımızın çeşitli yönlerinde önemli bir rol oynamış, politikadan popüler kültüre kadar her şeyi etkilemiştir. Ayrıntılı analiz yoluyla, Justin McCarthy'in algılarımızı ve davranışlarımızı nasıl şekillendirdiğinin yanı sıra çağdaş bağlamdaki ilgisini de inceleyeceğiz. Benzer şekilde, Justin McCarthy'in gelecekteki etkilerini ve önümüzdeki yıllardaki olası gelişimini ele alacağız.
Justin A. McCarthy (d. 19 Ekim 1945), Louisville Üniversitesi'nde Amerikalı tarih profesörüdür.
Uzmanlık alanları arasında Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar ve Orta Doğu tarihi bulunmaktadır.
McCarthy, felsefe okuyarak başladığı meslek hayatında zamanla tarihe yönelmiş, 1967-1969 yılları arasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde de görev yapmıştır. Doktorasını 1978 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nde (UCLA) tamamlamış, daha sonra Boğaziçi Üniversitesi tarafından da fahri doktora unvanına layık görülmüştür. Ayrıca McCarthy Türkiye Çalışmaları Enstitüsü'nün (Institute of Turkish Studies) yönetim kurulundadır.
Yazdığı kitaplarda, yüz binlerce Ermeni'nin ve en az bir o kadar Müslüman Türk'ün öldüğünü kabul etmekle beraber Ermeni Soykırımı'nı reddeder. ABD'deki en büyük Ermeni kuruluşu olan Amerika Ermeni Komitesi ANCA ise McCarthy'nin Türk Hükûmeti tarafından desteklendiği konusunda iddiaları vardır. Bu iddialar, McCarthy'i üzmüş ve "Bana göre bunların en kötüsü ise en nefret ettiğim şey olan politize olmuş milliyetçi bir bilim insanı olmakla suçlanmak olmuştur. Neden bunları söylediğime dair doğru olmayan sebepler uyduruldu. Annemin Türk olduğu, karımın Türk olduğu, Türk Devleti tarafından büyük paralar aldığım gibi. Bunların hiçbirisi doğru değildir, ancak doğru olsalardı bile yazılarımı bir parça etkilemeyeceklerdi. Bir bilim insanının çalışmasına meydan okumanın yolu onun yazdıklarını okumak ve bilimsel bir çalışmayla karşılık vermektir, o bilim insanının kişiliğine saldırmak değildir." diyerek yanıt vermiştir.